31 Ağustos 2015 Pazartesi

TURGUT ÖZAKMAN - SU CILGIN TÜRKLER

Kurtuluş Savaşını ince eleyip sık dokuyarak, yerli- yabancı belgeleriyle anlatan, Turgut Özakman'ın bizlere yazdığı bu değerli hediyesini okurken sürekli ağlamaklı olup, o zamanların yoksulluğuna, tükenmişliğine içten içe sövüp, buna rağmen Ankara'da var olup halka yayılan umuda ve gurura saygı duyduğum dogrudur...

Bir kez daha anladım bu zaferin değerini... Ve bu zaferin ne zorluklarla kazanıldığını...


KITAP HAKKINDA:
Turgut Özakman'ın elli küsür yıldır süren araştırmalarının bize bir armağanı olan romanında yazar, kitapta anlattığı olayların geçtiği yerleri sırt çantasıyla yürüyerek dolaşmış, olayları, kişileri ve konuşmaları belgelerle desteklemiş. Bu bir gerçek yaşanmış olaylar romanıdır.(Referans, not ve kaynakları 70 küsür sayfa) 

"Tepeyi yarım saat içinde düşmandan geri alırım" deyip, alamayınca intihar eden komutanın; yunan esiri eşeğe bindirip kendi kilometrelerce yayan yürüyen askerin; "Geri dönün, vurulacaksınız" dendiği halde cephanede savaşan mehmetçiği serinletmek için sinilerle üzüm, güğümlerle su taşıyan köylünün; sağlam erkek kalmadığı için kilometrelerce demiryolunu tamir eden kadınların; Gandhi'ye ve sömürge altında bulunan tüm islam ülkelerine ilham veren zaferin anlatıldığı kitaptır. Her sayfada "bu kadar yokluğa da pes doğrusu" dedirtip itinayla gözleri doldurur, kalpleri çarptırır... Bence Kurtuluş Savaşı dönemini bir de Turgut Özakman'dan okuyun. Nur içinde yatsın. 


Alıntı: "Milli ordunun üniformasız, postalsız, palaskasız, kütüksüz, matarasız, yemek torbasız, sırt çantasız askerlerine halk alışmıştı, hiç gocunmuyordu artık. Kendileri de yoksuldu, ordu da. Birbirlerine yakışıyorlardı." 

AROMALI ANTIOKSIDAN SULAR

Selam arkadaslar. Uzun zamandir "benden" kösesi yazmamistim. Epeydir uyguladigim ve cok da sevdigim bir konuyu paylasacagim sizinle. Antioksidan özellikli sular hakkinda.

Siz de benim gibi günde 1 litre, 2 litre su hayatta icemiyorsaniz (yani su icme özürlüyseniz), suyun mutlaka bir tadi olmasi lazim diyorsaniz tariflerime bir bakin derim..

Ben mesela meyve sularinin da icinde meyve haric her sey oldugunu bildigimden icmemeye calisiyorum. Gazli icecek deseniz, siskinlik yapiyor. Peki güvenle icecegim bir sey yok mu benim, derken, neden kendim yapmiyorum icecegimi, dedim ve aromali sularimi o günden beri kendim hazirliyorum. Taze taze gönül rahatligiyla da tüketiyorum. Tüm tarifler ictigimiz su ve taze meyve, sebzeyle yapildigi icin lezzetli oldugu kadar cok da saglikli.

Bugun sizinle en sevdiklerimden bir kac aromali su örnekleri paylasacagim.
  • Ilki, resimde gördügünüz ve benim en cok yaptigim cesitlerden. Bir sürahi suya bir Salataligi, bir de limonu ince ince kesip koyuyorum., Bir kac tane de taze nane yapragi ekliyorum. Suyu bir kac saat buzdolabinda bekletiyorum. Eger hava sicaksa buz da ekliyorum  Mmm...



    • Ikincisi meyveli su. Kirmizi meyveleri (cilek, ahududu gibi), bögürtlen ve yine limonu dilimleyip, taze nane yapraklarini da unutmadan bir sürahi suya ekliyorum. Görüntü cok istah acici. Meyvelerin dagilma riski oldugundan bu suyu bir iki saatten fazla dolapta birakmadan yine taze taze iciyorum. Miss...
    • Ücüncüsünü bu sefer nane yerine sevdigim otlardan dere otuyla yapiyorum. Icine olmazsa olmaz limon dilimleri ve bir kücük tas bögürtlen de ekliyorum. (Tadi herkese hitap etmeyebilir. Siz sevdiginiz sebze meyvelerle benim gibi deneme yanilma yoluyla kendinize uygun lezzetler üretebilirsiniz. )
    • Son tarifim en sevdigim ikiliyle: Cilek- Limon ikilisi! :) Yine bir sürahi suya cilekleri (isterseniz ikiye bölün, tadi daha iyi cikiyor) ve limon dilimlerini atip her zamanki gibi taze nane yapraklariyla tamamliyorum. Vouloir!!! :)
    PEKI NEDEN HER TARIFTE LIMON KULLANIYORUM? 
    ÖNCELIKLE COK SEVDIGIMDEN... 
     DIGER SEBEBI : 

    HEM SAGLIKLI HEM LEZZETLI DEMISTIM; DEGIL MI? :)

    19 Ağustos 2015 Çarşamba

    KARADENIZ TATIL NOTLARIM

    Giresun

    Bu temmuz tatilimizi aile ziyareti olarak kullandik. Yakinda A.B.D´ye tasinacagimiz icin ailemizi gitmeden görüp hasret giderelim istedik.

    Giresun´a yakin yerleri de gezdik tabii (ORDU-TRABZON VS) Yaylalara cikip temiz hava aldik. Bol bol denize girdik. Bu konuda Ordu´nun Persembe ilcesinin plajlari ve denizi mükemmel. Yolunuz karadenize düserse sahil yolunu tercih edin. Cok güzel doga ve deniz manzarali kafeler cay bahceleri de sizi bekliyor olacak... Bizim ugrak yerimizdir coktan beri Persembe.

    Ordu - Persembe yolu güzelliklerinden Hoynat Adasi

    Ordu´da uzun zamandir merak ettigim teleferikle Boztepe´ye cikma macerasini da sonunda gerceklestirdim, mutluyum :) Almanya´da da bol bol teleferige binmistim ama Ordu´daki kadar yüksek ve korkuncuna ilk kez bindim. Bir de gece yarisi saat 11 de böyle bir cilginlik yaptik ama degdi. Boztepe manzarasi her zamanki azametiyle karsiladi bizi. Tabi oralar ben gitmeyeli bayagi gelisip güzellesmis. Ailenizle sevdiklerinizle gidilebilecek, iyi vakit gecirilebilecek mekanlar yapilmis. 
    Boztepe / Ordu

    Giresun yaylalarinda da sehirdeki asiri sicak ve rutubetten kacip doga ile bas basa kalma imkanimiz oldu. Yoldaki güzellikleri de durup izlemeden ve fotograflamadan edemedik tabii ki... :)

     Giresun yayla yollari



    Kockayasi Tesisleri

    Tamdere, Kümbet, Kockayasi gittigimiz yaylalar oldu. Özellikle Kockayasi tesisleri, dogayla uyumlu mimarisiyle sizi ve ailenizi bekliyor. Memleketimde böyle güzelliklerin yapildigini görmek beni cok mutlu etti dogrusu. 

    Giresunun sahilini, özellikle de günesin batisini öyle özlemisim ki... Nerdeyse her aksam sahile inip günesin batisini doya doya izledim.



     Giresun´un merkez plajlarinin yani sira benim en severek gittigim yerlerden bazilari Bulancak yolunda Ofran, Espiye´de Uluburun, Tirebolu´da Yilgin Plajlari. Yolunuz düserse benden size ufak birer tavsiye niteliginde olsun.
    Ulubururun Plaj

    Bu sene baslayan bir güzellikten daha bahsedeyim. Seneler önce yasaklanan Mavi Tur geri geldi :) Hem de bu sefer adaya adim atabiliyor, bu karadenizin üzerinde insan yasayabilen tek adasini, Giresun Adasini (Aretias) rehberler esliginde gezebiliyorsunuz. Biz saat 6 daki geziyi tercih ettik, martilarin cigliklari esliginde bu tarih kokan adayi gezdik. Deniz, günesin batisi, sehrin manzarasi...  Tek kelimeyle harikaydi.


    Adadan manzaralar



    Her güzel sey gibi tatil de cabucak bitti... Bize de fotograflarla anilar kaldi...

    Jane Austen ASK VE GURUR (Kitap Agaci Agustos 2015)


    Kitap Agaci ağustos ayinda Jane Austen ´dan ASK VE GURUR okuyor. Ay bitmeden bize hala katilabilirsiniz :)  
    Bize unutulmaz bir aşk hikâyesi anlatan Jane Austen, bu kitapta kibir ve gururu dize getirebilecek tek gerçeğin, AŞK olduğunu anlatıyor. 
    Konusu: 
    18. yüzyıl İngiltere'sinde geçen hikayede orta halli Elizabeth in, ailesinin durumundan kaynaklanan önyargısı ve Mr.Darcy nın iflah olmaz gururu nedeniyle neredeyse nefretle başlayan ilişkilerinin büyük bir aşka dönüştüğünü, ikisinin de zamanla yanıldıklarını anladıklarını ve birbirlerine yaptıkları onca haksızlığın yalnızca aşkla telafi edilebileceğini gördüler. Kitabı bitirir bitirmez youtube da filmini de izledim, ballı börek oldu.  
     
    Üniversitedeyken sinemada izlemiştim ve bayılmıştım.(Gerçek anlamda)  Tabi filme kahvaltı etmeden gidince çıkışta bayılmak doğal. O yüzden bu filmi hiç unutamıyorum... O zaman son sahneleri kendimden geçmiş halde izlediğim için şimdi daha bir güzel geldi film bana... Hem kitap hem de filmi Tavsiye olunur.  Linki https://youtu.be/4pRATj-hOCs

    9 Ağustos 2015 Pazar

    Yaz Okuma Şenliği | Şenliğin İlk Yarısı Okumalarım


     5. Kategori (10 puan): 1001 kitap listesinden bir kitap.

    HARPER LEE - BÜLBÜLÜ ÖLDÜRMEK (SEL YAYINCILIK - 357 sayfa)


     8. Kategori (10 puan): İsminde yaz mevsimini çağrıştıran bir kelime geçen veya olayların yaz mevsiminde geçtiği bir kitap.

    ICLAL AYDIN - YAZ BITMESIN (ARTEMIS YAY. 175 sayfa)


     9. Kategori (10 puan): Herkesin tüm kitaplarını okumasını gönlünüzden geçirdiğiniz bir yazardan/şairden bir kitap. (Bu vesileyle kitabı ikinci kez okusanız da olur).

    JANE AUSTEN - ASK VE GURUR (TUTKU YAY. 373 sayfa) 


     10. Kategori (10 puan): Bir iki kitabını okuyup külliyatını okumayı gönlünüzden geçirdiğiniz bir yazardan bir kitap.

    AYSE KULIN - HÜZÜN (EVEREST YAY.281 sayfa) 


     15. Kategori (10 puan): Adı sıfat tamlaması bir kitap.

    CHRISTY BROWN - SOL AYAGIM (NEMESIS KITAP -189 sayfa)


    16. Kategori (10 puan): Polisiye/gerilim/korku türünde bir kitap.

    AGATHA CHRISTIE - ON KÜCÜK ZENCI (ALTIN KITAPLAR 191 sayfa)


     18. Kategori (Her kitap 10 puan, 3 kitabı da okuyana ekstradan 20 puan, toplam 50 puan): Avrupa edebiyatından üç kitap. Kitapların biri İngiliz, biri Fransız, biri Alman edebiyatından olmalı. Türk edebiyatı kapsam dışı.
     
    INGILIZ: VIRGINIA WOOLF - DENIZ FENERI (ILETISIM YAY. 248 sayfa) 



     19. Kategori (Her bir kitap 10 puan, tüm kitaplar okunursa ekstradan 30 puan, toplam 60 puan): Aynı yazardan üç kitap. (Kitaplar aynı seriye ait olabilir).

    AGATHA CHRISTIE - CINAYET ALFABESI (ALTIN KITAPLAR - 175 sayfa)

     20. Kategori (Her bir kitap 10 puan, tüm kitaplar okunursa ekstradan 20 puan, toplamda 60 puan): Şimdiye kadar hiç kitabını okumadığınız dört yazardan birer kitap. Yazarların ikisi Türk, ikisi yabancı, ikisi kadın, ikisi erkek olmalı.

    YABANCI KADIN: ELiZABETH GİLBERT - YE,DUA ET, SEV (PEGASUS YAY: 500 sayfa)
      



    22. Kategori (Her bir kitap 10 puan, tüm kitaplar okunursa ekstradan 40 puan, toplamda 80 puan): Kendinizin belirleyeceği bir temaya uyan dört kitap.


    4 tane siir kitabi sectim:


    EMRULLAH ALP - ICIMDEN HICIME (SOKAK KITAPLARI 148 sayfa)
    ÖZDEMIR ASAF - DOKUZA KADAR ON ( YKY 105 sayfa)
    SABAHATTIN ALI - TÜM SIIRLERI ( YKY 161 sayfa)
    CEMAL SÜREYA - SEVDA SÖZLERI (YKY 329 sayfa)

    PUANARIM:
    TOPLAM 13 KITAP OKUDUM 13*10     = 130
    TOPLAM 3232 SAYFA OKUDUM           =35 PUAN
    22. KATEGORIDEN ESKTRA PUANIM  = 40 PUAN

    TOPLAM= 205 PUAN 

    :)